Yaşam Soluğu Baraka
Dillerin geliştiği dönemler olan Antik Çağlarda “baraka” kelimesi Uzak ve Orta Doğu’da “yaşam soluğu” anlamında kullanılmıştır. Etimolojik olarak bakıldığında baraka, benzer amaçlarla ve kısmen farklı telaffuzlarla birçok dilde kullanılmaktadır. 1992 yılında Ron Fricke’in yaptığı Baraka isimli belgeselin Oscar alması ile bu eski kelime, kökeni ile beraber tekrar gündem olur.
TWC (Tribeless Warriors Consultancy) ismi ile 1996 yılında başlayan kurumsal yolculuğumuzu, bu yolda yaptıklarımızı ve başardıklarımızı dikkate alarak 2003 yılında sorguladığımızda amacımızın beraber çalıştığımız kurum ve insanlara “yaşam soluğu” vermek olduğunu fark ettik. Bu farkındalığımızdan sonra kurumumuzun adını “Baraka” olarak belirledik, felsefemizi buna göre güncelledik ve yolculuğumuza böyle devam etmeye karar verdik.
Hep daha iyisi için çalışıyor, geleceği
öngörerek yenilikçi adımlar atıyoruz.
Soğukkanlı ve yapımcıyız.
Önce düşünüyor, sonra hareket ediyoruz. Herkes koşarken biz duruyoruz ama ilginçtir ki hiç kimsenin gerisinde kalmıyoruz.
Yönetim ve performansa dair ana başlıklara dikkat çekiyoruz ve bunları geliştirmek için müşterilerimizle yakın iş birlikleri kuruyoruz.
Kurumunuzda operasyonel etkinliği başarmak, sistemli çalışmayı gerektirir. Tek tek ve ayrı sistemlerin kurulmasına ilaveten sistemsel bir bakış açısı ile büyük resmi görmek ve harekete geçmek bu noktada büyük öneme sahiptir. Kurulan sistemlerin birbiri ile etkin çalışması sağlanarak operasyonel etkinlik desteklenir. Bunun için mühim olan kurumsal bakış açısı ve sistem düşüncesinin kurum kültürüne entegrasyonudur.
Günümüzde koşullar son derece değişken olduğu için liderlik en çok üstünde durulan, en çok üzerine düşünülen konulardan birisidir. Bu nedenle, liderlik yetkinlikleri göz önünde bulundurulduğunda özellikle hızlı ve doğru karar verebilme becerisi en çok avantaj sağlayan ve fark yaratan etkendir.
Çağımızda rekabet sadece sunulan hizmet ve ürünlerin farklılığı ile değil; bu ürün ve hizmetlerin nasıl sunulduğu, ihtiyacı karşılayabilme ve hatta ihtiyaç yaratabilme kapasiteleri ile şekilleniyor. Artık rekabet avantajını ürünler değil, “nasıl”ı belirleyen insanlar sağlıyor. Sürdürülebilir rekabet, bu avantajı sağlayan insanlara doğru liderlik ve sistemlerle desteklenen çalışma iklimi sağlamakla mümkün oluyor.
EKİBİMİZLE TANIŞIN